Uykuda görülen solunum bozukluklarının en hafifi horlama , en ağır şekli de tıkayıcı uyku apnesidir. Horlama problemi erişkinde en sık orta yaşlı,  şişman erkeklerde görülür ve yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar. Kadınlarda ise menapoz dönemiyle birlikte daha sık görülebilir. Çocuklarda özellikle geniz eti, bademciklerin ileri derecede büyük olması ve obezite bu problemi ortaya çıkaran önemli faktörler olarak karşımıza çıkar.

HORLAMA NASIL OLUŞUR?

Uyku sırasında; burun iç bölgesinde olan tıkanıklıklar, dilin arkasındaki hava yolunun daralmasına yol açan küçük dil ve damaktaki sarkıklıklar ve bademciklerdeki büyümeler veya yutak seviyesindeki yapıların daralması sonucu bu bölgelerdeki dokuların titreşimleriyle ortaya çıkan sese horlama diyoruz.

Aşırı kilo, sedatif ilaç veya uyku ilacı alımı, aşırı alkol kullanımı gibi durumlarda küçük dil, yumuşak damak, dil ve boğaz kaslarının gerginliği azalır. Aşırı kilolu kişilerde yutak civarında yağ birikimi görülür. Gevşemiş kaslar sırt üstü yatınca dilin ve küçük dilin boğaz arkasına doğru kaymasına engel olamaz, bu durumda kişi kendisi çok farkında olmasa da etrafını rahatsız edecek şekilde horlamaya başlar.

Burun tıkanıklığına neden olan patolojiler horlamanın en önemli nedenlerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kişilerde uykuda havayı almak için yapılan solunum çabası ile genizde negatif basınç oluşarak boğazdaki dokular hava yoluna doğru çekilirler. Sonuçta burun açık iken horlamayan kişide horlama görülmeye başlar. Bu durum neden bazı kişilerin sadece alerjik dönemlerde veya grip, sinüzit olduğu zamanlarda horladığını açıklamaktadır. Burun orta bölmesindeki eğiklikler (deviasyon), burun polipleri, büyümüş konkalar(burun etleri), burun ve genizdeki tümörler, bu tip burun tıkanıklığına neden olan horlama nedenleridir.

(Uzamış küçük dil ve aşırı büyük bademcikler)

TIKAYICI UYKU APNESİ NEDİR?

Uyku apnesi (uykuda solunum durması), uyku esnasında solunumun 10 sn ve üzerinde durması sonucu ortaya çıkan tabloya verdiğimiz isimdir. Horlamaya neden olan faktörler daha ileri aşamalarında bu tabloya yol açabilmektedir. Tıkayıcı uyku apnesi her 100 kişiden en az 5’inde görülmektedir. Özellikle aşırı kilolu orta yaşdaki erkeklerde bu oran daha da yükselmektedir. Çocuklarda ise tıkayıcı uyku apnesinin  görülme sıklığının %10-12 olduğu bildirilmiştir.

UYKU APNESİ SAĞLIĞIMIZI NASIL ETKİLİYOR?

Sağlıklı bir yaşam için gece uykusunun iyi bir şekilde alınması şarttır. Gece uyku düzeninin tıkayıcı uyku apnesi ile bozulması sonucunda dinlenilmeden geçirilen geceler söz konusu olacaktır. Tıkayıcı tipte horlama hastalığı olan kişiler uykularının çok az bir kısmında derin uyku fazına geçebilmektedirler. Derin faz gerçek dinlenme için tek yoldur. Dinlenmeden geçirilen ve huzursuz bir gecenin ertesinde uykulu, yorgun ve verimsiz bir gün başlayacaktır. Önceleri televizyon seyrederken veya yemek sonrasında hafif uyuklamalar görülürken, daha sonra apnenin şiddetinin artmasıyla beraber daha ciddi sorunlar ortaya çıkacaktır. Araba kullanırken ya da iş başında uyuklamalar görülebilecektir. Yapılan çalışmalarda,ölümlü trafik kazalarının bir kısmından uyku apneli kişilerin araba kullanmasının sorumlu olduğu gösterilmiştir.

Gece uykusu sırasında apneler saatte 100-200 defa olabilecek sayılara ulaşabilirler. Apneler sırasında kan oksijen düzeyi düşer ve buna bağlı olarak kalp kanı daha hızlı pompalamak zorunda kalır. Kalp ritmi bozulurken, yıllar içinde yüksek tansiyon, kalp büyümesi hatta uykuda ani ölümler bile görülebilir.
Çocuklarda uyku apnesi daha çok okul öncesi dönemde görülmektedir. Farkına varılmazsa diş-damak yapısında bozukluklar, gelişme geriliği, çocukda boy ve kilonun yaşıtlarından geri kalması, okul başarısızlığı ve zihinsel gelişimde aksaklıklar gibi çok ciddi problemler ortaya çıkabilmektedir. Bunlara ilave olarak davranış bozuklukları, hiperaktivite, geceleri yatağa işeme, kalp ve ritim bozuklukları görülebilir.

HORLAMA ve UYKU APNESİ NASIL TANINIR?

Horlama veya apneler kişinin ailesi veya yakını tarafından uyku sırasında takibi ile anlaşılabilir. Bu durumda öncelikle Kulak-Burun-Boğaz sisteminde bir problem olup olmadığının saptanması için mutlaka uzman bir doktora başvurulması ve sebebin ortaya konması gerekir. Doktorun gerekli gördüğü durumlarda uyku merkezinde ayrıntılı bir uyku incelemesi yapmak gerekebilir. Polisomnografi dediğimiz uyku testinde, uyku esnasında kan-oksijen düzeyi, kalp atışları, solunum dahil birçok parametreye bakılarak hastalığın düzeyi hakkında daha ayrıntılı bilgi edinilir.

TEDAVİDE NELER YAPILIYOR?

Horlayan ve uykuda nefes kesilmeleri olan erişkin kişilerin özellikle dikkat etmeleri gereken bazı durumlar vardır.
-Alınan fazla kilolar verilmeli ve iyi bir adale tonusu kazanmak için sportif bir yaşam biçimi seçilmelidir.
-Alkol alımı kısıtlanmalıdır.
-Uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen alerji ilaçlarının kullanımına apneyi arttırabileceğinden dolayı dikkat edilmelidir.
-Uykudan 3-4 saat önce ağır yemekten kaçınılmalıdır.
-Aşırı yorgunluktan sakınılmalıdır.
-Sırtüstü pozisyonda uyuma yerine yana yatarak uyuma tercih edilmelidir.

Bu önlemlere rağmen şikayetlerin devam etmesi durumunda üst solunum yollarındaki tıkanıklıkların giderilmesine yönelik girişimler ön plana çıkmaktadır. Çocuklarda büyük bademcik ve geniz etine yönelik ameliyatların problemleri büyük oranda çözdüğünü ve çocuğun yaşam kalitesinde önemli iyileşmeler sağladığını biliyoruz. Erişkinlerde ise öncelikle, varsa burundaki patolojilerin düzeltilmesi gerekir. Burun orta bölmesindeki eğriliklerin giderilmesi, büyümüş burun etlerinin küçültülmesi, burun içindeki polip, kist, tümör gibi oluşumların alınması ve tıkanıklığı giderici girişimler öncelik gerektiren işlemlerdir.

Horlama ve uyku apnesinde ağız ve boğaz kısmına yönelik girişimler de gerekebilir. Damak ve küçük dildeki sarkıklıklar, dil kökündeki ve bademciklerdeki büyümeler, ağız ve çene yapısındaki bozukluklar uygun cerrahi tekniklerle düzeltilmelidir. Bu ameliyatlarda en temel prensip dokulara minimal hasar vererek konforlu biçimde maksimum yararı sağlamaktır.

Aşırı kilolu, burun ve boğaz bölgesinde ciddi problemi olmayan ve cerrahinin çok  riskli olduğu veya hasta tarafından istenilmediği durumlarda ağız ve burundan bir maske yardımıyla verilen pozitif basınçlı oksijen tedavisi (CPAP) aslında tıkayıcı uyku apnesin de önemli fayda sağlayan bir cihazdır. Hastanın durumuna göre değişebilen basınçlarda gönderilen hava ile tıkanıklık aşılarak hastalık tedavi edilmeye çalışılır. Fakat yüzlerinde maske ile uyumak gibi bir durum söz konusu olduğu için hastaların bir kısmında bu duruma uyum problemi görülebilir. Ağız içi veya buruna uygulanan bazı apareyler hafif apneli veya basit horlaması olan bazı hastalarda faydalı olabilmektedir.

Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz:
-Horlama ve uyku apnesi olan her hasta mutlaka bir uzman kontrolünden geçmeli, yapılan muayene ve tetkiklerle gerekli tedavi planı yapılmalıdır.
-Uykuda devamlı horlayan her çocuk Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanı tarafından detaylı olarak muayene edilmelidir. Bademcik ve geniz eti ameliyatının gerekli olduğu durumlarda cerrahi müdahale çocuk sağlığına ve gelişimine çok önemli yararlar sağlayacaktır.
-Prematür, gelişme geriliği olan, şişman, kalp problemleri bulunan, kraniofasiyal anomalili, nöromüsküler hastalığı olan ve yakın zamanda üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmiş olan çocuklar yüksek risk grubundadırlar, tanı ve tedavi açısından yakından takip edilmelidir.
-Kilolu, horlayan, sedanter hayatı olan orta yaşlı erkekler risk grubundadırlar.
-Tıkayıcı uyku apnesi olanlar dikkat gerektiren işlerde ve uzun yolculuklarda taşıt kullanırken çok dikkatli olmalıdırlar.
-Kaliteli bir uykunun kişinin bağışıklık sisteminde bile olumlu etkileri olabileceği ve enfeksiyonlara karşı direncini artırabileceği yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. . Özellikle son aylarda tüm dünyayı etkileyen Covid 19 pandemisinin immün sistemi zayıf olan kişilerde daha sorunlu olabileceğini akılda tutmalı ve sağlıklı nefes almak için yukarıda belirttiğimiz tüm önlemleri almalıyız.

Open chat