TÜKRÜK BEZİ TÜMÖRLERİ-TANI VE TEDAVİ
Tükürük bezi tümörleri; ağız boğaz içerisini kaplayan mukoza dediğimiz dokunun içerisinde tükürük salgısı yapan, her iki kulak önü, çene altı ve dil altı bölgesinde yerleşen( büyük) ve ağız içerisinde,dudakta değişik yerlere yerleşmiş (küçük ve çok sayıda) tükürük bezlerinden kaynaklanan kontrolsüz doku büyümeleridir. Sonuç olarak; Her iki kulak önünde ana-büyük tükrük bezi(parotis), her iki çene altında (submandibüler), dil altı her iki tarafta (sublingual) ve ağız içi, burun, sinüsler, boğaz, gırtlak bölgesini kaplayan mukoza içerisinde ise yüzlerce mikroskopik tükrük bezlerinden kaynaklanabilir.
Sigara, alkol, radyasyona maruz kalmanın bu tümörlerin ortaya çıkmasında etkili olduğu bilinsede bilimsel olarak kesin kanıtları yoktur. İyi huylu tümörler orta ve genç yaşlarda, kötü huylu olanlar ise ileri yaşlarda daha sık görülmektedir. Kadın ve erkeklerde görülme sıklığında anlamlı bir fark yoktur.
İyi huylu(benign) ve kötü huylu(malign) tipleri vardır.
İyi huylu tümörler daha yavaş büyürler. Çoğu kez kapsül adı verilen ince, zarımsı bir kılıfla çevrilidirler, çevre ve uzak bölge organlara yayılım yapmazlar. Genellikle etraf dokuları itip kendilerine yer açarak büyürler. Bu büyüme aylar, hatta yıllar içerisinde oluşur. İyi huylu tümörler ağrıya neden olmazlar, hastalar çok nadiren ağrıdan yakınır. Kötü huylu tümörler (malign) daha hızlı büyürler, bölgesel lenf bezelerine ve uzak organlara (akciğer, karaciğer, beyin, kemik vb.) metastaz (sıçrama) yapma potansiyeline sahiptirler. Çevre dokulara invazyon gösterirler ve onların fonksiyonlarını bozarak gelişirler. Örneğin, bulundukları yere komşu sinirlere ulaştıklarında onların fonksiyonlarını bozmaya başlarlar. Ayrıca kötü huylu tümörler belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra ağrıya da neden olmaya başlarlar. Bu ağrı tümörün kemik, çene eklemi gibi yapıları işgal etmesine bağlı olabileceği gibi doğrudan baş, yüz bölgesinin ağrı duyusunu taşıyan sinirlere ulaşmasıyla da oluşabilir.
Tükürük bezleri içerisinde en sık kanser gördüklerimiz ise, kulak önünde yer alan parotid gland adını verdiğimiz tükürük bezleridir.
Tükürük bezi tümörlerinde tanı nasıl konur?
Hasta genellikle kulak önünde, çene altında ya da ağız, boğaz gibi bölgelerde şişlik şikayeti ile hekime başvurur. Muayene ile tükürük bezi tümöründen şüphelenen hekim, genellikle ultrason, MR (manyetik rezonans) ya da BT (bilgisayarlı tomografi) gibi radyolojik görüntüleme araçlarına baş vurur. Bu yöntemlerle tümör tanısını güçlendiren hekimin tanıyı kesinleştirmek ve doku tanısı koyup tedavi planını yapabilmek için ultrason eşliğinde ince iğne biopsisi bazen de tru-cut dediğimiz daha kalın bir iğne ile alınan doku örneğinin incelenmesine gereksinimi vardır. Bu tümörlerde kesinlikle açık biopsi yapılmamalıdır. Bu durum tümörün hızla etrafa ve cilde yayılmasına yol açıp tedavi sürecini çok zorlaştırmasına yol açabilir. Tümörün ilerleyip cilt dışına çıktığı durumlarda dokudan dirket örnek alınabilir. Ağız içi dudak gibi doğrudan mukozada ortaya çıkan tükürük bezi tümörlerinde de iğne biopsi dışında direkt örnek alınıp tedavi planı yapılabilir.
Tükürük bezi tümörlerinde tedavi nasıl yapılır?
Bütün tükürük bezi tümörü ameliyatlarında ana prensip, tümör ile birlikte ilgili tükürük bezinin, etrafındaki yeterli doku ile birlikte çıkarılması ilkesine dayanır. Bu ilkeye ek olarak, tümörün cinsine, lenf bezlerine yayılım özelliklerine bağlı olarak etraf dokularla birlikte boyundaki lenf bezlerini de temizlemeye yönelik olarak ameliyat boyun ve etraf dokularıda temizleyecek tarzda genişletilebilir.
En sık görülen tükürük bezi tümörlerinden olan ve kulak önünde yer alan parotis dediğimiz tükürük bezinin tümörlerinde ana tedavi cerrahidir. Parotis tükürük bezi cerrahi tedavisinin de bazı özellikleri vardır.
Parotis tükürük bezi kanserinin cerrahi tedavilerinde ana kural, tümörlü dokunun çevresinden yeterli miktar uzaktan geçilerek kanserli dokunun tamamının alınmasıdır. Yalnız dikkat edilmesi gereken, parotis tükürük bezinin içinden geçen yüz sinirleridir. Yüz sinirlerinin cerrahi sırasında hasar görmesi, yüz mimik kaslarında hareket kısıtlılığına ve hastayı sosyal yaşamında çok zor durumda bırakan yüz felcine sebep olacaktır. Deneyimli ellerde iyi yapılan bir cerrahiyle eğer yüz siniri tümör tarafından tutulmamışsa sinir korunarak tümör tamamen çıkarılabilmektedir.
Parotis tükürük bezi cerrahisi, kulak önünden, kulak memesi altına arkaya doğru dönen, daha sonra da çenenin altından boyuna doğru dönen, adeta bir “S” harfini andıran bir kesi ile yapılır.
Çene altı (submandibüler) tükürük bezi, çene altında her iki tarafta bulunan bir tükürük bezi olduğu için bu bölgede yapılan 4-5 cm lik yatay bir kesi ile ameliyatın yapılması söz konusudur. Bazı kritik yapılara da dikkat edilmesi gerekir. Bunlardan en önemlilerinden birisi, alt dudağa hareket yeteneği veren yüz sinirinin bir dalının, daha derinde görülen, tat yeteneğini sağlayan, dilin o yarısını taşıyan sinirin ve ameliyat planında olmamakla birlikte o bölgede olduğu bilinen, dilin o yarısının hareket yeteneğini sağlayan sinirdir. Bu bölgeden geçen yüz damar yapılarının da belli yerlerde bağlaması, güvenli ve kanamayacak bir şekilde kontrol altına alınması gerekir. Daha sonra ilgili tükürük bezinin tamamı, tümörün cinsine göre yeterli miktarda etraf doku ile birlikte çıkarılır.
Tükürük bezi kanseri ameliyatı sonrası süreç; Ameliyat sonrası hasta birkaç gün hastanede kaldıktan sonra evine gönderilir. Genellikle 1 haftalık süreç içerisinde yara iyileşmesi büyük bir oranda tamamlanır. Yara iyileşmesi tamamlandıktan sonra kişinin yaşamında genel olarak bir eksiklik olmaz. Yemek yemesi,yutma fonksiyonları, ağızdaki tükürük ve nemlilik oranı normalde olduğu gibi olur. Tükürük bezi tümörlerinin büyük bir kısmında sadece cerrahi ile tedavi tamamlanır. Çok az bir kısmında tümörün cinsine ve etraf dokulara yayılma derecesi ve kabiliyetine göre radyoterapi ve kemoterapi gibi ek tedavilere de gereksinim duyulabilir.